30 Ekim 2008 Perşembe

Sarmal Burmada

Kafasını kaldırdı, ileri bakmak için değil, ufalan gıdısıyla kadınlara daha güzel gözüktüğünü düşündüğü için. Yanılmıyordu da. Aynı sebepten tüm şişmanlar çok dik dururlar zaten. Bu sırrı farkedip toplumla paylaştığı için ünlü bir psikologun işine son verilmişti. Tabii ki şu an gıdısını saklamaya çalışan adam tarafından.

Acele adımlarla kaldırımları hırpaladı. İlk sağdan sola döndü. Onu gören herkesin şaşkın bakışları arasında yokuş aşağı inip etrafa yukarıdan şöylece bir göz attı. Hemen karşısında duran yaşlı ve 60'ların asi havasını yapraklarına taşımış bir meşe ağacının dibindeki köhne banka oturuverdi. Artık sponsoru Vakıfbank'tı. Koltuğunun altına sıkıştırdığı gazeteyi serbest bıraktı, sayfalara göz gezdirdi. Yine bildik haberler vardı. "Hükümet karşıtı gösteri yapan bir grup öğrenci tartaklanarak tulum peynirine döndü" ya da "Barış elçisi Küçük Denizkızı Ponyo Gebze yakınlarında tecavüze uğradı" gibi...

Yanına henüz oturmuş kıza döndü.
-Sana herşeyimi verdim ulan! dedi.
-Ben de senin için saçımı süpürge ettim allahsız! diye cevapladı kız onu.


Bu noktada sormak durumundayız: Neden hiçbir bok yok ortada o zaman. Neden sadece sessizlik, sakızlaşan zaman dilimleri ve bezginlikten gıdılaşan hayatlar...

Cevabı basit: Gıdı güzeldir.

Hiç yorum yok: